21 Temmuz 2014 Pazartesi

GÖNÜL BAHÇEM

Bu gün sizinle misafir tespitlerimi paylasacagim.  Misafirin çeşitleri vardır. Yatılı ya da yatisiz. Yemeğe ya da çaya. Zorunlu ya da senin de agirlamak tan mutlu olacağın. Misafirin kendi evimde gibiyim çeşidi en rahatıdir. Toz gördüm çeşidi sinir:) klozet kullanmam çeşidi düşündürür:) Teklifsizleri vardır bir de, çat kapı gelen, bence o da fena sayılmaz.  Ama tüm bu misafirlerin her biri ilk gün zor benim ıIçin. Bir stres olurum yani:) Ev temiz olmalı, derli toplu olmalı. Ocakta yemek, dolapta tatlı, alışveriş yapılmış, buz dolabı temiz. Yatiliysa eger yatacak yer önceden düşünülmüş, ütülü çarşaflar hazir:( yani ilk gün kosturmaca.
 Ama gelince misafir, tamam artık ev dağılabilir. Nasılsa Misafirin önünde dağıldı,  onunla toplaniverir yani:) Misafir, geldimi onlarla oturmak isterim. Ben öyle tin tin hizmetçi gibi etrafında oldum mu sinir oluyorum. O yüzden önceden her şey organize olmalı:) Misafirler içinde en rahat ettirmek istediklerim çocuklu anneler, bilirim onların hiç bir yere sigamadiklarini. Gidilen evlerde kendilerinden çok, çocukların üzerindeki ne zaman gidecekler bakışlarina aliskinlardir. Aman birseye dokunma anneleri, misafir likte hiç rahat değillerdir.  Ama durun işte, işte o misafir bize gönül rahatlığıyla gelebilir. Çocuğu aşırı saldırgan olmamak kaydıyla tabi:) Sakın dokunma eşyaları olmadığı için, her şey dokunulur bizim evde. İşte, ben o annelerle oturmaktan keyif alırım.  Evinde bile rahat edemeyen kadın, benim evimde olabildiğince rahat olsun, döküp sacsinlar sorun değil:) Siz misafirin hangi çeşidini seversiniz peki? Hangi çeşidindensiniz? Peki bizim evde rahat eder misiniz:) O halde buyrup geliniz:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder