30 Haziran 2014 Pazartesi

BİR FİLM DÖNÜYOR


 Bizim evde televizyon çizgi filmler dışında acilmaz pek. Hatta eve televizyon almamayı düşünurdum. Maalesef bu kararlılığımdan oğlum 1.5 yaşına geldiğinde, büyük bir taviz verdim. Bu kez de televizyonu cazip hale getirmemek için evin en sevimsiz odasına atıyordum. İlk evlendiğimde kayın validemin verdiği plazmayi da kabul etmemiştim bu yüzden. Tüplü televizyonu ordan oraya taşıdık durduk. Okadar da iyidir hani:) Ama ne olduysa yeni evimize tasininca, emektar Tüplü televizyona bir yer bulamadık.  Yükseğe koysam çocuklar tırmanır, üstüne düşürür mu diye içim rahat etmedi. Yerde de ayak altında canım evime yakışmadı.  Anlayacağınız biz de aldık en yeni teknoloji bir koca ekran:(  Çizgi film izliyorum ben de bolca. Sizin de dikkatinizi çekti mi, çizgi filmlerdeki kahramanlarin sakar, beceriksiz oluşu. Yani biz büyükler için geçerli meslekler ya az işleniyor çizgi filmlerde, ya da sevimsiz karakterlerle isleniyor. Bir dünyaya hakim olma çabasıdır gidiyor. Alttan alttan vermeye çalıştıkları ne anlamadım ben. Sizce! Bayıldığım çizgi filmler de yok değil; Daltonlar mesela:)  mawa kawa:)  koyun shaun:) oldukça başarılı. Ben derim ki o aptal televizyon dizileri yerine, açın yazdığım çizgi filmleri bayilacaksiniz;) Daltonlar pek de çocuklara göre değil ama bu da bizim oğlumla ufak kaçamağımız.

29 Haziran 2014 Pazar

AÇ MIYIZ ORUÇ MU

 
Güzelliklerle geldi ramazan ayı. Iki gün de çok ozel bir yemek hazırlamadim.   Çorba, salata, tatlı üçlemesi ile geçirdim iki günü de. Aslında bu üçleme de nasıl lüks değil mi! Ekmek çaldi, baklava çaldı denip hapis yatan çocuklar var. Bu nimetlerin birini bulamayınca ölen insanlar...
  Aslına bakarsanız nefsi terbiyenin yanında , muhtaci düşünmek orucun amacı. Peki biz neyi düşünüyoruz, aksama kadar nasıl dayanacagimizi mi, aclıgimizi mi, akşam iftardaki mükellef sofrayimi. Ihtiyac sahibinin, aç kişinin hatta hayvanin halinden anlıyor muyuz gerçekten, yoksa iftar sofralarında haz yarısında miyiz. Gunduz iftardan sahura kadar canımızın cektigi herseyi yemeyi planlıyoruz; eh mide kabul etmeyince bunca yiyeceği hayiflaniyoruz, şunu yiyemedim bu kaldı diye. Simdi oturup düşünmeli, ben niye oruc tutuyorum! Gerçekten oruç muyum, yoksa aç mi!
  Rabbim bu özel ibadeti hakkıyla eda etmeyi nasip etsin.

27 Haziran 2014 Cuma

Nimet

Her şeyin bir karşılığı vardır. Ne kadar da klişe bir cümle değil mi? Aldığın her şeyin değer olarak bir karşılığı var. Peki Allah' in nimetlerinin karşılığı ne hiç düşündük mü!
 
Aldığımız nefesin, verdiğimiz nefesin, nefes almamızi sağlayan mükemmel organizmanın, havada ki nefes almamız sağlayan yeterli oksijenin. Bunlar sadece nefes almayla alakali aklıma gelen şeyler. Allah' in hangi nimetini yalanlayacagiz! Düşünün bir kere sadece nefes almamızin karşılığı ne Allah katında! Allah rızasını düşünmeden hümanistce yaptigimiz iyilikler mi? Ya da, Allah rızasını düşünerek yaptigimiz kulluk mu? Aslına bakarsanız bu ikisi de değil. Rabbimin rahmeti olmasa biz tek bir nefesin bile karşılığını veremeyiz.  Demek ki neymiş, karşılıksız veren Allah mis. Evet Rahman ve Rahim... Yarattığı her canlıya sayısız nimetler veren tek Yaradan. Evet, verdiği sayısız nimeti karşılamasa da, bizden kulluk vazifesini yerine getirmemizi istemis. Kurani yaşama gayreti istemis. Ve gerçekten bu vazifeler de öyle güzellikler sunmus ki bize...
  Enaniyet inanmanın önündeki en büyük engel. Kimsenin kimseye faydası olmayacak hesap gününde, Rabbimizin karşısında kul olacağız ama, bir şansımız daha olmayacak. Dünyaya bağlanalim fakat, gönlümüz ukba da olsun. Cumamiz mübarek olsun. Ramazan ayı güzellik ve hayırlara vesile olsun.






26 Haziran 2014 Perşembe

Renk Geldi

Bebeklerim gelince ne çok şey değişti hayatımda... Önce evimin kokusu değişti, mis gibi cennet kokusu sardı tüm odaları.  Sorumluluklarım değişti, farkindaliklarim da... Ben olarak kalırım dediğim yanlarım degisti. Sabrim arttı mi, azaldı mi bilemedim ama, orada da birşeyler değişti.  Evdeki düzenim... Değişti hayatım. Kac saat uyku yeter diyenlere cevabim degisti. Fazla eşyalar gitti, onlar daha rahat oynasın diye. Bardakta çay soğudu. Hemen yapayım, şimdi cikarim, ben zaten hazırım cumleleri yok oldu. Orta sehpa yerini tranboline birakti, vileda kovasinin yanına minik bir kova eklendi. Evi zombiler istila etti:) Daha neler olmadı ki, eşyanın anlamı degisti.
   Ve tüm bunlar iyi ki de oldu. Sizi cok sevdim minik emanetlerim ve ben de sizi hep Rabbime emanet ediyorum.


24 Haziran 2014 Salı

KARMAŞiK

Cabalamak. Ömür tüketmek. Niyet, kandırmak mi kendini yoksa... Usanmaz mi insan mesela hep aynı uyanış, aynı rutin insan doğasından. Yorulmaz mi ; elindekini kaybetme korkusu mu engeller isyanı, hafifletir yorgunlugunu. Ayni kitabı defalarca okumak mi hayat... Kandırmak mi kendini, en inanmaz halini takinarak.  Sayfalarımız özensizce çevriliyor sanki, nerede kaldığı belirsiz hayatlar. Öylesine bir cümleye saklanmışiz, altı çizili bir cümle olsa bari... Dinginlestirmek gerek ruhu, rutinden çıkarmak; kırmadan, sessizce yol gostermek. Bir ibadete sarılmak, bir yakarışla ruhu doyurmak. Durulmak...

22 Haziran 2014 Pazar

Çocuk Ekrani

Minik çocuklarımıza televizyonların ne verdiğine dikkat etmeliyiz. Paranoya ya kapılıp hiç televizyon izletmemek yerine, kanal ve zaman sınırlaması yapmalıyız. Bu sınırlamayi yapmak bile oldukça zor. Artık dışarda arkadaşlarıyla sokak oyunları oynayan çocuklarımız yok. Bu güvensizlik ortamı çocukları eve kapatıyor maalesef. Evde çocuğa yetemeyen anne babalar çocuğu yeter ki sakinleşsin diye, televizyona bağımlı hale getiriyor. Peki çocuklarımız bu ekrandan ne alıyor, bizim gördüğümüz şiddet, savaş, hırs, duygularınımi yoksa bunun dışında daha da derin yaralar alıyorlar mi! Televizyon reklam sektöründe subliminal reklam diye bir tanım vardır.  Subliminal reklam, gözümüzle gordugumuz görüntunun bilinc altında farklı algilanmasidir. Bu görüntüler genelde çok da masum görüntüler değildir. Bu yayınlarda cinsel içerikli yayınlar yapılıyor maalesef. Duyusal içerikte ise daha farklı tehlikeler saklı. Benim tavsiyem televizyon izletmemek degil; tavsiyem, çocuğunuzu televizyona terketmek yerine, onunla birlikte televizyonun karşısına gecip, ona faydası olabilecek yayınları izlemesini saglayarak, olumlu davranış pekiştirmesine yardimci olun. Çizgi filmdeki kahramanın sizin değerlerimize aykırı olan yönlerini cocugunuzla inatlasmadan eleştirmesini saglayin. Çocuklarınızın yanlış model edinmesine engel olun. Televizyonda gördüğü, duyduğu her şeyi öncelikle mantık süzgecinden geçirmeyi öğrensin.

17 Haziran 2014 Salı

Sila-ı rahim

  Bir bebeğin ilk evi, annesini ilk tanıdığı yerdir anne rahmi. Sila-ı rahim ise, sevgiyle bakan baba, şefkat ile  kucaklayan annedir.Baba ocağı, anne kucağıdır. Anne babayı, akrabayi ziyaret ibadettir, nezaketdir. Çocukluğun saklanmıştır her yerinde silanin. Büyümemis yanindır.Mesela, ilk oyun arkadasin, ilk sevincin,  ilk hayal kirikligindir.
 Kısaca Sila-ı rahim özlemim Sila-ı rahim çok sevdiğim ibadetim.






12 Haziran 2014 Perşembe

Karadeniz



Karadeniz, hırçın ve ele avuca sığmaz.  Dik baslıdır insanı, suyu, doğası.  Bu yüzdendir hep kendi başına buyruklugu. Orjinal şeyler görmeniz çok olası , işte nedeni bu başına buyruklugu bu laf anlamaz, söz dinlemez insan yapisi:) Kendiyle barişıktir mesela Karadeniz insanı. Müziğini dinleyin anlarsınız bu doğalligi. Sevdalar dile dolaşırken sisli dağlar tercüme olur her türlü aşk haline. Bir gün yolunuz düşsün muhakkak Karadeniz sahiline. Durun hırçın denize bakın, yeşilin uçsuz bucaksız bir yerine konumlandırılmış masal evlerine ve şaşırmayın orada ne isi olduğuna.Tanık olun Karadeniz insanının kendi olarak Var oluşuna.

11 Haziran 2014 Çarşamba

ersag

Temizlik konusunda çok hassasimdir.Takdir edersiniz ki çocuklu evde mükemmel temizlik oldukça zor. Daha önce yaşadığım şehirde bir yardımcim vayrdı, evi siler, supur bizi düzene koyar giderdi. Simdi ise tüm evin işi ve cocuklarin sorumlulugu bende. Eee bu işler kolay değil ama iş başa düşünce yapıyor insan. Evim öyle çok geniş değil, hatta küçük bile sayilir. Temizlik maceramla birlikte ersag la tanıştım. Ersag fosfat içermeyen, insan sağlığına dost temizlik ve kozmetik ürünleri satan, organik olduğunu iddia eden, hatta bu iddiayı bir adım öteye taşıyıp sertifikalarla destekleyen bir firma. Ersag ürünlerinin hemen hepsini kullanıyorum.  Alerjik bir bünyeye sahip olduğum için de bu ürünlerle karşılaştığım için şanslı hissediyorum. Çocuklar için şampuanları bir harika içim çok rahat.
Ayrıca genel temizlik, banyo wc,yağ çöz, şampuan ve Duş jelleri vazgeçilmezimden. Tereddütlu aldigim çamaşır deterjanlarinin kalitelerini de çok beğendim. Gerçekten çok kaliteli. Lekeleri çıkarıyor, hem de diğer deterjanlar kadar iyi;) Bazıları yapamaz çamaşır suyu olmadan ben de haftada bir wc ye döküyorum o bile beni mahvetmeye yetti anında hapşırma basliyor. (Bebeklerimden sonra başladı bu alerji meselesi) Ersag in banyo wc si çok amaçlı hem leke çıkarıcı hem günlük mükemmel wc temizleyici. Ayrıca Duskabinde sabun ve kireç lekelerini hayret edilecek kadar çabuk temizliyor ve uzun süre leke tutmuyor. Çok memnunum çoook. Deneyin bebek teniniz ve içiniz rahat etsin;)

10 Haziran 2014 Salı

TAŞ BOYAMA

    Blog oluşturma fikri ne zamandır aklımda.Benim miniklerden bir türlü fırsat bulamıyordum. bilenler bilir bebek işi hiç bitmez. bu işleri sıralamaya başlasanız bile yorulursunuz. Biz bebeklerimle yapabildiğimizin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.
   Ben oyle oturup çocukla çocuk olamam; daha cok çocukla ortak yönlerimi bulmaya çalışırım. Oğlum 4 yaşında, kızım 2 yaş. Hem onların hem de benim zevk alarak yaptığımız taş boyama işi oldukça eğlenceli ve de iyi bir aktivite. Kızım genelde bu taş boyama seanslarını, tasları boya suyuna atmak suretiyle kabusa çevirdiği için, boyama yapmak için kızımın uyumasını bekliyoruz. Eğer bir dere kenarı bulursam en buyuk zevkimdir taş toplamak suyun içindeki hallerine bayılırım taşların ama toplamaktan da vazgeçemiyorum. Çok sevdiğim bir arkadaşımın tavsiyesiyle başladım taş boyamaya. Daha önce tezhip, ebru gibi sanatlarla uğraştığım için çizimim fena sayılmaz. Taş boyamada akrilik boya kullanıyorum. Örneklerini buradan yayınlayacağım.

tatil

Tatile gitmek güzel de tatil öncesi ve sonrası kocaman ünlemler taşıyor benim için. Evlendikten sonra farkettim olayin boyutunu ve cocuklarin hayatimiza girmesiyle vahimiyetini:) Vallahi özledim kendi küçük bavulunu doldur çık hallerini. Neyse bu duruma da çözüm buldum gibi, bir hafta önceden başlıyorum bavul hazırlamaya, hem birşeyleri unutmuyorum hem de telaş olmuyor. Gidenleriniz vardır muhakkak her şeyi ile olabildiğince doğal olan Artvin' e.